Her profesyonellik kisvesi
altinda ise gidip-gelen ve omrunu tuketen modern kolenin oldugu gibi ben de
belirli bir ucret karsiliginda zamanimi, emegimi, akil ve beden sagligimi
veriyorum. Ise gidis gelislerden bahsettim, bugun ofisteki kanayan yaraya
parmak basmak istiyorum: Yaklasan bahar ve tehlikeleri. “Ay bahar geldi, disari
cikalim, gunes alalim ama uretkenligimiz dusecek” endisesi (!) ile yuklu bir
yazi degil bu, bahar geldi, insanlar acildi sacildi, bir rahatlik aldi
bedenleri, once karsimizdakine saygi, sonra da hijyen gitti…
Eger rahat bir calisma ortaminiz
varsa, ornegin illa ki takim elbise giymek zorunda degilseniz, musterilerle
ilgili bir isiniz yoksa, genelde rahat giyinebilirsiniz. Insanlar o kadar rahat
giyiniyorlar ki, bazen sadece pasa gonlum istedigi icin etek, topuklu ayakkabi
ve gomlek giysem “Ooooo, ozel bir aktivite mi var?” diye sormazlarsa olmaz.
Iste bu rahatlik kavraminin
sinirlari bazen yikiliyor. Ofisler genelde halifleks, ya da benim calistigim
ofisler oyle oldu tesadufen. Masa basi is yaptigimiz icin de rahat oturus,
serbest olma ve bu yuzden de rahat kiyafet cok onemli. Isler genelde oturarak
yapildigi icin de ayakkabilarin fora olmasi normal bir olgu. Bin yil dusunsem
aklima gelmez “oohhh su potinleri cikarayim da raporumu efil efil yazayim, ayak
parmaklarimi da kiprastirip acayim…” diye. Ama evet, cikaran var. Hem cok
oldukca cok sayida. Kisisel hijyen oldugu surece buna karsi degilim ama yoksa….
Su anda benim cektigim gibi aci cekersiniz. Etrafimdaki biri, dun dun dahil,
bugun oglen tatilinden beri ayakkabisiz calisiyor ve ben burada bayilmak uzereyim.
Her gecen dakika koku sanki daha da fazlalasiyor… Ruh ve beden sagligim
tehlikede burada!!!! Health & Safety’den bahsetmistim, iste, ben su anda
tehdit altindayim. Bu sene baharin burnuma calinan ilk kokusu maalesef bu.
Bir de is yerinde sagimiza
solumuza, oturup kalkmamiza dikkat etmeliyiz, degil mi? Cussemizi bilip ona
gore davranmak en iyisi. Bir diger calisma arkadasim ise, ozellikle o Soguk
Savas yillarinda Olimpiyatlar’da gordugumuz, sarisin, saclari yele modeli
omuzlarda, yanlarda favorileri olan Dogu Almanyali veya Rus gullecilere
benziyor. Yani kendisi bildiginiz BUYUK bir insan ama nedense ergen erkek
cocuklarinda oldugu gibi, hareketlerini
bir turlu ayarlayamama, el-ayak-beyin koordinasyonunu pek yapamama
sorunundan muzdarip. Ah, bu arada yasi da 40’a yakin. Ne zaman etrafimda olsa
korkuyorum cunku ya benim masama carpiyor (ki bu, masamdaki maskotlar icin 10.9
deprem demek. Monitor bile kendinden geciyor), sandalyem ile arkamdaki kolon
arasindaki 10 cmlik araliktan gecmeye calisiyor ya da yedigi kekin
kirintilarini omzumdan asirip sandalyemin yanina dokuveriyor. Kelebek iste.
Iste, bahar geldi! Kelebekleriyle
birlikte!