Siz de benim gibi biz Turkler'in biraz fazla "duygulu", hadi dogru ifade ile kullanalim, biraz fazla "arabesk" oldugunu dusunur musunuz? Hani, evet bir sorunumuz vardir, cok uzuluyoruzdur, sanki dunyanin sonu geldi gelecek, konusalim dertleselim, ne guzel candan arkadaslarimiz, ailemiz, kardeslerimiz var. Evet, konusalim dertleselim ama sorunun ne kadar kotu oldugundan, ne kadar uzuldugumuzden, zaten kimsenin bizi anlamadigindan ve hep yalniz oldugumuzdan dem vuralim. Paylasalim uzuntumuzu ama bu paylasma bu sorunu konusmak, konusmak ve konusmaktan ibaret olsun.
Zaten uzulduk, biraz daha uzulelim... Saniyorum bu sadece duygusal, hassas insanlarin basina gelen birsey degil, genelde bize ait bir olgu. En vurdumduymaz gozuken/olan bile boyle bir durumda efkarlanir da efkarlanir. Biz boyle kodlanmisiz bence. Aci, aci, daha da aci!!! Yani onumuzdeki kisi, raki masasinda, basini bir eline dayamis, kadehinin yarisi bitmis, aglamakli gozlerle mezelerden tarafa bakiyor... Icli, hisli.
Hatirladigim kadariyla, bu tarz bir davranisi baska milletlerde gormedim. Elbette hisli, duygulu, hassas bir cok insan, millet, topluluk..... var ama "uzuluyorum, ahhh daha da uzuleyimmmm..." egilimli birileri ile karsilasmadim. Ispanyollar da cok hisli ama onlar aksiyona daha cabuk dokuyorlar: Uzuldun mu? Bagir, cagir, birazcik agzini boz, birkac sahne yarat sokaklarda, hadi artistiksen bir flamenko soyle, soylerken biraz kendine vur, bagrina bagrina bitti gitti! Bu seans bitince hicbirsey olmamis gibi lay lay lom.
Hele Ingiltere'de, benim gozlemledigim kadariyla, tum bu acilar, uzuntuler, hassasiyetler "sessiz" yasaniyor; belki fazla sessiz. Daha bir "Ingiliz" hersey, ne demek istedigimi anladiysaniz. Dertler, uzuntuler bir 5 cayinda da paylasilir, bir pub'da icini dokerek de. Sakin, dalgasiz, yeteri kadar, olmasi gerektigi gibi... Acaba bunun nedeni, buralarda "mantik"in cok on planda olmasi olabilir mi? Hersey sagduyulu. Benim pek alistigim bir tarz degil.
Bunlarin hicbiri elbette elestiri degil, ben kimim ki. Sadece gozlemlerim bunlar. Bunlari dusundukce aslinda ben hangi tarza daha yakinim diye aklima gelmiyor degil. Arabesk miyim? biraz Flamenko muyum? Yoksa sakin ama ic yakan bir arya miyim?
Simdi:
1) Illa ki biraz arabesk olmak lazim, genetik kodlardan geliyor. Ama uzatmadan. Biz cok uzatiyoruz, onu fark ettim. Insanin ici tam anlami ile "kiyiliyor"
2) Flamenko tarzi da fena degil, bir anda guzel desarj ediyor aslinda insani. Hem artistik yonu de var; eskiden olsa bu durumda yazardim, malum ergenlik buhranlari... Ama illa ki flamenkoyumdur bir miktar, seviyorum n'apayim! Yanik yanik soylerim, ellerimi saklatirim, hikayelerini bilirim.
3) Buralara ben daha yeniyim, Ingliz tarzini pek kapmadim sanirim! ( aslinda hicbir tarzi benim ve kimsenin tecrube etmemesini diliyorum; herkes uzuntuden uzak olsun)
Ben biraz karisigim sanirim. Biraz da Buda tarziyim, susarim. Ommmmmmmm!