Saturday 6 November 2010

Tirinam tirinam


Muzigi cok severim; kim sevmez ki? Ben buyudukce, zevklerim daha “rafine” olmaya basladikca daha da sevdim muzigi. Once “ daha dun annemizin kollari”yla “bir kucuk aslancik” girdi hayatima, sonra tingir mingir, “pop” geldi; Sezen Aksu, Nilufer, Askin Nur Yengi, Tarkan ve daha bircogu…. ardindan klasik muzik ile tanistim babam sayesinde. Ilkokula ilk basladigim sene, mesleki bir egitim icin Amerika’ya gitmisti uzunca bir sure, geldiginde ise bana 20 kadar (!) Barbie- cennetttttt!!!!!- ve bir suru baska ivir zivirin yaninda, CD player ve onlarca klasik muzik CDsi getirmisti. “Yeni Dunya” evimizdeydi artik!!!! O zamanlarin pazar kahvaltilari hala gozumun onunde, yediklerimin tadi damagimda… (Insan zihni nasil da ilginc calisiyor: Yesil zeytin ile Bach’in sonatlarini baglayabiliyor, yoksa o benim zihnim mi?! )

Zaman gecti anadolu lisesi, Inglizce ogreniyoruz- muzik zevkimiz de uluslararasi (aslinda sadece Amerika ve Ingiltere ile sinirliymis, sonradan anladim) oldu artik ve hayatima Queen girdi. Surekli Queen dinliyorum sari Sony walkman’imde (evet, o da Amerika’dan), kardesim, ben ve Walkman’im bayram resmi cektiriyoruz…

Daha da buyudum, lise, universite- elbette U2 girdi hayatima, The Cure, Depeche Mode, Placebo… derken Ispanyolca sayfasi, aslinda fasikulu, basladi ve ben Latin alemine de acildim.  Hem dil ogreniyorum, hem tirinam tirinam muzikler… Daha sonra hayatimin Ispanya’si basladi ve ondan sonra aldi gitti basini…

Is hayati ile dunyanin bircok yerine seyahatler ve kesfedilen yeni muzikler: Ne dediklerini anliyor muyum? Hayir. Ama merakli miyim? Elbette ki evet! Cin’den Gana’ya, Portekiz’den Israil’e kadar bircok ulkeden alinmis bir suru CD’yi saniyorum “malvarligim”in bir parcasi olarak nitelendirebilirim.
Elbette ki, duydugunuz sarkinin sozlerini anlamak sizi muzigin icine daha fazla aliyor ama sozlerini anlamadiginiz sarki da hayal gucunuze yardim etmiyor mu? Ben hep dusunurum sozlerini anlayamadigim bir sarki dinledigimde “Acaba ne diyor? Sevgilisine mi kiziyor? Yoksa kopegini ozledigini mi anlatiyor?” Sansliysam, yanimda o sarkiyi anlayan biri varsa hemen sorarim “Nedir?” ve bazen dusunduklerim ile yakindan uzaktan ilgisi olmayan konuda oldugunu ogrenirim. Mesela “Ayy.. cok icten soyluyor, herhalde sevgilisini ozlemis….” diye dusunurken, megerse san’atci sabah yedigi misirli lapanin sekerinin fazla oldugundan sikayet ediyormus! Evet, hayat surprizlerle doludur!

Yazi uzadi, asil anlatmak istedigim: Muzik guzeldir! Muzik candir! Insana baska dunyalari kesfettirir, hayal gucunu gelistrir. Benim muziksiz bir gunum, hatta saatim gecmez! Ipod sag olsun, sonra evimize yeni kurdugumuz muzik sistemi (TV, radyo, bilgisayar playlisti, Ipod ve Iphone muziklerini kapsayan bir system- eveeettt, teknoloji cok gelisMIS) ve de babamin bana verdigi en guzel hediyelerden biri olan 178.000 sarkilik (Dunyada 178.000 sarki var miymis?!) muzik ansiklopedisi sag olsun!

178.000 aslinda biraz zorluyor! Her gun “hiimmm.. bugun nasil hissediyorum? Ne dinlemek isterim acaba? Dur bi’ bakayim suna” deyip, icinde kayboluyorum. E ne de olsa acim kesfetmeye! Istek parcaniz? 

No comments: