Friday 30 April 2010

Spor salonu

Konudan konuya atliyorum gibi ("gibi" degil aslinda, evet oyle!) ama ne yapayim, dusuncelerim boyle gelisiyor, beni maceradan maceraya surukluyor. 

Simdi de spor salonu mini maceramdan bahsedecegim. ("Mini macera" gunluk olanlar, daha buyuklerini de sirasi gelirse anlatirim, ornek: Havaalaninda karantinaya alinan bagaim ve ben, kapisi kapanmayan ucakla Nijerya'dan Gana'ya ucus, Kazakistan'dan Cin'e gitmek icin Almaata- Amsterdam-Madrid-Paris-Hong Kong yapmam vb vb......) 

Spor yaparken muzik dinlerim, daha cok enerji versin, kanimi kipirdatsin, bana eslik etsin diye ve genelde belirli aktivitelerim icin belirli sarkilarim vardir. Ornegin, o havada yurume aletindeyken vucudum da hafiften hareket eder, agzim oynar cunku sarki soylerim, yuzumde mimikler olur, sarki- hele de hareketli bir sarki- mimiksiz mi soylenir?! Ama asla sesimi yukselmem ("hanimefendiligimi bozmam" gibi oldu); bazen bagirarak soylemek istememe ragmen... Sonra agirlik calisirken de belirli sarkilarim vardir, onda da agirliklar, kan-ter ve mimik olurum, tirinam tirinam (TIRINAM TIRINAAAAAMMMMM yapmak istememe ragmen). E elbette ki agirlik kaldirirken bir nefes verirsin degil mi? O nefes de zorlanmana gore degisir. 

Bugun etrafima baktim, insanlar SAKIN SAKIN bisikletinde, kosu bandinda veya havada yurume aletinde... Yurume veya pedal cevirme hareketi disinda vucutlarindaki tek hareket ter damlalari.... 
Agirlik bolumunde, ya kaldirdiklari agirlik agirlik degil, nefes verme sesi bile cikmiyor; ya da cok utaniyorlar ses cikarmaktan... Spor salonu muziksiz bir yer olsa, anlayacagim. Kutuphane gibi, "herkes sessiz ben de sessiz olayim..." ama degil! Ozetle, kendimin oraya biraz fazla "hareketli" geldigi sonucuna vardim. "Sesli" demiyorum, "hareketli" diyorum; cunku sessiz sesimle sarkilara eslik ediyorum. 
 
Agirlik, ses, nefes verme derken benim de gulleci gibi oldugumu dusunmeyin. Normal normal agirliklarimi kaldirip efendi gibi kosuyorum, bir de yerde yatip yuvarlanip koca Pilates topu ile bogusuyorum. 

Minik bir karsilastirma yapayim yine: Yaptigim tum bu seyahatler sonucunda dunyanin bircok otelinin spor salonunu, sehirlerinin de kosu parklarini kullanmisligim vardir. En yakin ornek olarak Madrid'i vereyim. Insanlar orada gym'e spor yapmak icin degil, "social gathering" olsun, herkes birbirini ayartip sporunu biraktirip birseyler icmeye gitmek icin gidilir. Hocalar da yanlarinda olmak uzere. Ses seviyeleri? Bagira bagira ipod'una eslik etmek elbette ki normal. Yani minder hareketi yaparken "I will surviveeeeeeeeeeeeeeee" gayet kabul edilebilir. Ki bu durum, yabancilari da etkilemistir, en benim diyen ciddi sporcuyu bile bu girdabin icine alirlar. 

Ben? Yine arada, kulturleri bulusma noktasi! 

Bu harektli durumum en azindan egitmenlerin dikkatini cekmis, spor salonunun renkli simalari arasindayim. Bir gun gelip neler dinledigimi soracaklar ve Roman Havasi'ndan It's raining men'e olan yelpazeyi gorup kalacaklar. 


2 comments:

Özge S. said...

performansından odun verme esin - bizi türk gucuyle temsil et oralarda...hatta ben diyorum ki sana soyle karışık bir mezdeke cd alalim, hani belki sana sınıf açarlar "turkish belly dance calls 11 to 12 CET by Esin" diye:)))

Esin said...

Tesekkurler, elimden geleni yapacagim! Ama mezdekeden ziyade sanirim Harmandali/Zeybek danslarini tercih ederim, memleket itibariyle!