Thursday 2 February 2012

Onum, arkam, sagim, solum sobe!


Siz de benim gibi yolda yürürken sağında solunda ve özellikle arkasındakilerden “kıllananlardan misiniz?
Kalabalık veya tenha hiç fark etmez arkamdan birinin yürüdüğünü hissedersem bir irkilirim, “N’ooluyyooo??!!” Hele arkamdaki ayaklarını sürüyor (pejmürde, sorunlu insan alameti), zaman zaman garip sesler çıkarıyor (korkutucu) ve de taammm arkamda yürüyorsa (hafif sağımda/solumda olsa göz ucuyla kontrol edebileceğim ama TAMMM arkamda olursa yapamıyorum) kalp atışlarım hafiften hızlanıyor. “Çantamı mi alıp kaçacak? Uyuşturucu mu kullanır? Bana mi çarpacak? Laf mi atar?”.... evet bunların hepsi fazla huzurlu olmayan bir zekinin urunu ama ne yapayım,  rahatsız oluyorum.

Isten çıktım bugün, insanların yasadığı, normal şehir merkezinde bir yerde çalışıyorum bu arada, eğitim yuvası diyebiliriz bile. Tam yukarıdaki anlattığım gibi ayaklarını yere sürüyen, benim tempomda yürüyen, zaman zaman garip sesler çıkaran biri var arkamda, fark ettim. Tam da arkamda, gölgesini de göremiyorum. Neyse, ben kendi hızımda devam edeyim. 15 dakika böyle devam etti. Ben kendi hızımdan sikildim! Hızlansam “yanlış anlayabilir” diye duşundum (halbuki burada aslında kimse önemsemez) yavaşlasam benim içim daha da geçecek... Ne yapayım, ne yapayım? Tam o sırada “grroaaaarrrr!” diye bir ses duydum! “Hah. Tamam kesin çantamın pesinde!” ( bu arada çantam ne marka ne de fosforlu büyük birsey J, normal basit çanta!)
En sonunda hafiften yavaşlamaya karar verdim; “Ufff hava da soğuk, burnum dondu, kafam zaten  buz kalıbı....aaayyyyyy!!” diye içimden “sakin sakin” söylenirken yanımdan geçip gitmeye karar verdi o insan. Beni o kadar şüphelendiren insan ne çıktı? INSAN! Hem de KADIN CINSI! (evet, biraz “yapılı” idi kendisi) ve de o “groaaarrrr” sesi esneme sesiymiş!

Neden böyle tedirgin oldum, bilmiyorum. Memleketteki şehir efsaneleri yüzünden mi acep?
Evet, irkildim! Öğreniyorum, tanıyorum bu gurbeti, insanlarını.... 

No comments: