Monday 13 February 2012

Pazartesi "jimlastik" gunu

Pazartesi "jimlastik" gunu! 
Haftarasi spora gitmeye calisiyorum ama genelde is cikisi rakamlar ve fazla istihbarattan dolayi kazan gibi oldugu icin, ah, ve de su siralar havalar medeniyetsiz bir sekilde soguk oldugu icin tipis tipis sicak evime kosuyorum. 


Bugun isten vakitlice ciktim, eve girip cantami, paltomu ve ivir zivirlarimi itinali bir sekilde saga sola sactiktan sonra (yasasin ev dagitma!!!) dogru jimlastik salonuna (biliyorum, dogrusu "cimnastik" ama hosuma gidiyor. Ayrica cimnastik salonu demek ne kadar dogru? Spor salonu, hadi cok ozendik yabanci dile "gym" olsun! Bu arada, Turkce disinda, Inglizce'nin kendisine bu kadar nufuz ettigi bir dil daha var midir? Meraktayim!)


Neyse, olay mahaline geldim, bir de ne goreyim, hanimlar saldirmis (ah, evet, bazilariniz biliyor ben "hanimlar jimlastik salonuna" gidiyorum. Evimize en yakini o oldugu icin onu sectik, zaten ben sonuc odakli biri oldugum icin, karisikmis, tek cinsmis, iki cinsmis benim icin hiiiic fark etmez.) Ne diyordum? Hah, hanimlar isgal etmisler! Ne soyunma odasinda dolap var, ne de kosu bandi bos... 


Uzerimi cabucanak (!) degistirdikten ve uzerimdeki her pofuduk malzemeyi minik cantama tiktiktan sonra atladim bir kosu bandina (daha dogrusu cross trainer, adini bilmiyorum Turkce'de). Tingir mingir tempomu tutturduktan sonra saga sola bakmaya basladim, neden cunku- muzik de olsa, onumde televizyon da olsa, sikiliyorum ben!!! Hemcinslerime baktim ve cikarimlarim: 


1) Pazartesi, vicdan gunu, bir nevi gunah cikarma gunu. Haftasonu yenilen guzel yemekler, tatlilar, icilen ickiler ve hupletilen abur cuburlarin ter halinde vucuttan atilmasi torenleri yapiliyor, ta ki bir dahaki haftaya kadar. Aman, bu hafta Sevgililer Gunu de var, ekstra gitsin yaglar, topaklar! 


2) Kosu bandinda, umutsuzuz! Hayattan bezme noktamiz kosu bandi, tarifsiz iskenceler besigi kosu bandi! 


3) Elimize agirliklari aldigimiz zaman..... iste o zaman.... hersey degisiyor. Rocky bir, biz ikinciyiz. Brigitte Nielsen guclugulunun yaninda Grace Kelly asaleti var kasli kollarimizda. Uffff, su kollarimin ic tarafindaki sarkanlar da olmasa... neyse, belki 60 tekrar yaparsam 8 ayda duzelir (evet, bu kadar umutsuzuz! Ve de bence gercegi carpitiyoruz)


4) Dur bakayim, suradaki kiz kac kilo kaldiriyor? Kac tekrar yapti? Bacaklari ince ama gobegi var, belli, saklamis t-shirt'unun altina... Hem ben zaten o egzersizi yapmiyorum, pek yararli degilmis... Benim biraz baldirlarim kalin ama en azindan ustum orantili...  Abartmiyorum! A-bart-mi-yo-rum!!!!! 100 kisinin onunde sunum yapsam daha az gozle taciz edilirim! Hepimiz boyleyiz, hanimlar arasindaki gizli anlasma! Diger bir hemcinsimize 2 saniyeden az bakmamiza ragmen, aile agacindan genetik yatkinliklarina, maasindan kuafore gitme sikligina kadar dokeriz evelallah! Normalde dikkat etmem boyle seylere, belki bugun basima geldi ondan "Hanim kizim bisey mi vardi pek dikkatli baktin?" diyesim geldi. Hic bu kadar goz ucuyla izlendigimi hissetmemistim! Cok acimasiziz! Cok! 


Ya da sadece kotu bir ruh halindeydi hanim kizimiz, malum pazartesi, haftasonu cok kacirmis, belki yarin yalniz olacak diye sinirli/uzgun/mutsuz... 


Jimlastik salonundaki su kisacik zaman bile insana neler gosteriyor! Iyi ki hanim kizimizla soyunma odasinda karsilasmadim, o zaman gercekten "Yo, waat'z yo problem sis?!" (Turkcesi, "Beri bak hanim, bi' durum mu var?") diyebilirdim. (Diyebilir miydim? Yoksa "salon kadini cizgim" buna el vermez miydi? Ama dikkatinizi cekerim, orada jimlastik salonu kadini cizgime burunup kelebek gibi ucup ari gibi sokabilirdim!)


Haydi hanimlar jimlastige!! Ama onumuze bakiyoruz, sagi solu rahatsiz etmiyoruz. Herkesin vucudu kendine! 

No comments: